Yaşam

Türk Mitolojisinde Tanrılar: Gökten Yeraltına

Binlerce yıldır Türk bozkırlarında yaşayan Türk halkları, eşsiz bir kültürel, sanatsal ve dilsel mirasa sahiptir. Bu mirasın en değerli modüllerinden biri de Türk Mitolojisidir. Türk Mitolojisi, Türk bozkırlarındaki insanların doğayı anlamaları, yaşamlarını düzenlemeleri ve kutsal saydıkları tanrılarla iletişim kurmaları için bir araçtı.

Türk Mitolojisinde tanrılar insanların hayatında değerli bir yer tutmaktadır. Doğanın istikrarı, yaşamın devamı ve insanların yaşamındaki güç ve istikrar için değerli olan Lordlar, Türk bozkırlarının halkları tarafından saygı duyulan ve tapılan figürlerdir.

Kaynak:https://web.itu.edu.tr/~yayla/turkmit…

Türk Mitolojisinde Tanrılar

Türk mitolojisi, Türk bozkır halklarının kültür, sanat, müzik, edebiyat ve dillerinde eşsiz bir mirasın modülüdür. Türk mitolojisinde tanrılar, doğanın istikrarı, yaşamın devamı ve insanların yaşamındaki güç ve istikrar açısından değerlidir.

Türk mitolojisinde rablerin ortasında göklerin efendisi Tengri, yaratıcılığın ve varlığın yaratıcısı Kayra Han, ölüm ve sefalet tanrısı Erlik Han, rablerin yaratıcısı gibi pek çok değerli figür yer alır. , Ülgen.

Türk mitolojisinde tanrılar, Türk bozkır halklarının yaşamında değerli bir yere sahiptir. Yaratıcılara dua edilerek yaşamın doğal döngüsü ve istikrarı korunur, yaşamın devamı, doğanın uyumu ve insana verilen akıl ve güç sağlanır.

Türk mitolojisinde Türk bozkır halklarının kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde Lordlar sıklıkla karşımıza çıkar. Tanrılar, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir ve Türk bozkırlarında bir yaşam modülüdür.

Türk mitolojisinde Lordlar, Türk bozkırlarında insanların hayatlarını şekillendiren değerli bir unsur olmaya devam etmekte ve Türk kültürü için değerli bir miras olarak korunmaktadır.

Tengri

Tengri tanrı demektir. Eski Türklerin ve Moğolların inancı, Tengricilikte Gök İlah (Kök Tengri) veya Gökyüzünün yüce ruhudur. Orhun Yazıtları’nda da ilk tercüme edilen kelimedir.

Göksel tanrı, her şeyin yaratıcısıdır. Tengri, göksel küreyi kontrol eden Türk panteonunun ana tanrısıdır. Yer Tengri, Erlik’in amcası Ülgen’in kardeşi Kayra Han’ın oğlu Gök Tengri’nin torunudur. Gök Tengri ise Kayra Han’ın babası, Yer Tengri’nin dedesi, Ülgen’in dedesi ve Erlik’in dedesidir.

kayra han

Altay Türklerine göre göklerin en büyük efendisi Kara Han’dır. Kara Khan 17. katta yaşıyor. O, tüm Lordların babasıdır ve oradan evrenin kaderini belirler. Eliade’ye göre, Kara Han her zaman dünyanın yaratılışında ve sonunda ön plandadır. Kara-Han yeryüzünü yarattıktan sonra dokuz kollu bir çam dikmiş ve 16. kata oğlu Ülgen’i yerleştirmiş. Kara-Han, bu kollardan dokuz kişinin türemesini ve buradan da dokuz ulusun çıkmasını ister. Kara-Han, insanlığın “atası” ve “annesi” dir. Şamanlara göre Kara Kağan’ın Ülgen, Kızagan ve Mergen adında üç oğlu vardır.

Kayra Han, Türk mitolojisinde yaratıcılığın ve varoluşun yaratıcısı olarak kabul edilir. Kayra Han var olan dünyanın yaratıcısıdır. Kayra Han’a dua edilerek hayatın devamı, tabiatın ahengi ve insana verilen akıl ve güç gibi özellikler korunur.

Türk halkı Kayra Han’a saygı duyar ve tapar. Kayra Han, Türk bozkır halklarının kültür, sanat, müzik, edebiyat ve dillerinde sıklıkla yer almaktadır. Kayra Han, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Erlik Han

Mitolojinin temel unsurlarından biri anomalidir. Özellikle İran kültürüyle ilgili olan Mazdaizm ya da Maniheizm gibi inançlarla başlayan düalist ilke, karşıtların birliğini ve aynı zamanda mitolojinin işgalini konu alır. Bu anlayışa göre evrendeki her şeyin karşıtı vardır. İyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin ve daha birçok zıt kavramlar bir arada uyum içinde varoluşu oluşturur ve evrenin işleyişinden sorumludur. Erlik, Altay Türklerinin efsanevi tasavvurunda kötü ruhların lideridir.

Erlik, “güçlü, kuvvetli” demektir. Bazı Türkologlara göre bu kelime “erkliğ” kelimesinin bozuk halidir. Bu araştırmacılara göre eski Uygur Buda metinlerinde yeraltındaki karanlık dünyanın hükümdarı olan ve ölü ruh motifiyle tanışan Yama’ya Erklig Yama denilmektedir. “Kudretli” anlamına da gelen bu kelime, şamanist anlayışta “Erlik” şeklinde kötü ruhların başındaki düşmanın adı olmuştur. Şaman dualarında Erlilk’e “Kayrakan” da denir. Erlik, insanoğlu için acı, eziyet ve ölümle eşdeğerdir.

Erlik’in yeraltı dünyasının farklı tasvirleri de vardır. Erlik, yer altı krallığında kara çamurdan bir sarayda ya da duvarlarla çevrili siyah demirden bir sarayda yaşıyor. Erlik’in sarayı, insanların göz yaşlarından oluşan dokuz ırmağın birleşerek Toybodım (Doymadım) Deresi’ne dönüştüğü noktada ya da abra ve yuppa denilen korkunç su canavarlarıyla dolu Tenisçi Bey’in (Bay Deniz) yanında yer alır.

Ülgen

Ülgen, göğün 16. katındaki Altın Dağ’da ikamet eder ve altın bir tahtta oturur. Onun tahtı, ayın ve güneşin ötesindedir. Ülgen gök cisimlerine hükmeder, yağmur yağdırır, gök gürültüsü ve şimşek gönderir. Tanrı Ülgen bir beyaz bir siyah taşla gelmiş ve insanlara ateş yakmayı öğretmiş. Eliade’ye göre gök gürültüsü ve şimşek tüm mitolojilerde gök efendisinin silahlarıdır ve şimşekle vurduğu yer kutsallaşır. Ülgen güzellik yapmayı çok seviyor. Ülgen’in kendisi, kızları ve oğulları insan kılığındadır.

Dünyayı taşımak veya desteklemek için üç balık yarattı. Elindeki topuz hayat ağacının köklerine benzer ve kısmen düğümlenmiştir. Güneş, Ay ve bildiğimiz yıldızlar gibi tüm gök cisimlerinden uzakta yaşar. Biri sağda ve obur solda olmak üzere iki beyaz Güneş vardır. Bu gök cisimlerinin her biri, kendisine ulaşmak isteyen şaman için birer çılgınlıktır. En güçlü şaman bile Kutup Yıldızı kadar yükseğe ulaşabilir.

birleştirme

Türk ve Altay mitolojisinde Aklın Yaratıcısı olan Mergen Han, Pergen Han olarak da bilinir. Pergen Han, aklı ve zekayı temsil eder. Yedinci semada oturur ve hikmet sahibidir. Ok ve yayı olan Mergen Han, bilgeliğiyle tanınır ve attığı okun amacına şaşmaz. İnsanlara akıl vermesiyle bilinir, bilimi ve ideolojiyi sembolize eder. Tanrı Kayra Han’ın oğlu olarak kabul edilir. Mergen, masal ve efsane kahramanları için de bir unvan olarak kullanılır; Kan Mergen, Ay Mergen, Kartağa Mergen, Südey Mergen gibi.

Kızağan

Kızağan eğlence, müzik, dans ve şenliklerin tanrısıdır. Kızağan duası ile şenliklerin bereketli, memnun ve neşeli geçmesi sağlanır.

Türk halkı Kızağan’a saygı duyar ve tapar. Kızağan, Türk bozkır halklarının kültür, sanat, müzik, edebiyat ve dilinde sıkça yer almaktadır. Kızağan, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Umay

Hem merhamet tanrıçası hem de bekaret tanrıçasıdır. Bu nedenle kadınları, anneleri ve çocukları ilgilendirmektedir. Türk mitolojisinde ve Tengrizim’de bereket tanrıçası olarak da bilinir. Umay, diğer çeşitli dinlerde yer alan toprak ana tanrıçaları için bir emsaldir.

Umay, çocukları ve genç hayvanları koruyan bir tanrıçadır. Altay’da arkeologlar tarafından bulunan seramik eserler üzerindeki fotoğraflarda Umay’ın ana motifi üç boynuzlu olarak tasvir edilmiştir. Aynı zamanda kuş gibi giyinmiş kanatlı bir hanımefendi görünümü verir. Altay Türkleri onu gökten inen gümüşi saçlı, hoş yüzlü bir hanımefendi olarak düşünürlerdi.

Küba

Kubai, Türk mitolojisinde savaşın yaratıcısı olarak kabul edilir. Kubai, savaşçıların koruyucusu ve rehberidir. Kubai’ye dua ederek savaşçılar güçlü, cesur ve muzaffer kılınır.

Türk halkları Kubai’ye saygı duyar ve tapar. Kubai, Türk bozkır halklarının kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Kubai, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Yakut Türklerine nazaran ilk insanı o yaratmıştır. Eski Türkçede ürün-beyaz, ayı-yaratıcı, toyon-tanrı, efendi anlamlarına gelmektedir. Yakut Türkleri arasında beyaz yaratıcı, diğer yaratıcı ruhların en büyüğüdür. Kâinatı yarattı. O, dünyayı yöneten kişidir. İnsanlara yaratıcı güç ve çocuklar verir. Toprağın ve toprağın verimli olmasını sağlar. Hayvanların çoğalması ve bereketlenmesi onun sayesindedir. Eliade, Allah’a cet beyefendi de denildiğini söyler. İnsanlığı kutsayan O’dur. Büyük efsane, kahramanlarını hayata döndürerek ölümden kurtarır. Bu yaratıcıya yaşayan beyaz bir at kurban edilir. Uğurg Ayig Toyon, çok saygı duyulan, kutsanmış, nurlu ve büyük bir varlıktır.

Deniz Han

Oğuz oğullarından olup ongunu (çakır) kuşudur. Çakır, “mavi-deniz” ve “beyaz-mavi-deniz” türünden mavi gözlü bir kuştur. Uygur sanatında Basaman adlı alp tanrısı kuzey yönü, su elementi Merkür (su yıldızı) ile ilişkilendirilmiş ve bu Alp tanrısının püskülü yırtıcı hayvanların kuyruklarından ibaret olarak tasvir edilmiştir. Elinde tuttuğu turna üç dilimlidir.

Koyalar

Koyaş, Türk mitolojisinde zanaatkarlığın hahamı olarak kabul edilir. Koyaş, inşaat, tarım ve hayvancılık gibi alanlarda insanların işini kolaylaştırıyor. Koyaş’a dua edilerek işlerin kolay ve bereketli olması sağlanır.

Türk halkı Koyaş’a saygı duyar ve tapar. Koyaş, Türk bozkır halklarının kültür, sanat, müzik, edebiyat ve dilinde sıklıkla yer almaktadır. Koyaş, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

beyaz ana

Türk, Tatar, Altay, Yakut ve Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrıçası olarak bilinir. Farklı Türk dillerinde Ağ Ana, Ürüng Ene, Şura (Sura, Sor) Ene olarak da geçmektedir. Moğollar Sagan Ece olarak bilirler.

Henüz hiçbir şey yaratılmamışken ve sadece uçsuz bucaksız bir su varken, uçsuz bucaksız sulardan çıkıp tekrar sulara daldı ve Tanrı Ülgen’e yaratması için ilham verdi. Başında gücü simgeleyen zarif taç benzeri boynuzları olan hafif bir gövdesi ve alt kısmında denizkızını andıran çok uzun bir balık kuyruğu vardır. Kuyruğu hafif mavimsi bir renge sahiptir. Etrafında deniz yıldızları dönüyor. Yaşamın başlangıcı ile ilgili her şeye ruh vererek yaşam döngüsünü başlatır.

Ayı Ata

Ay Çet, Türk mitolojisinde ayın babası olarak kabul edilir. Ay Cet, ayın doğuşu ve batışı ile ilişkilendirilir. Ay Çet, Türk halklarının hayatında ayın verdiği ışığın ve gücün simgesidir.

Türk halkı Ay Ata’ya saygı duyar ve ibadet eder. Ay Çet, Türk bozkır halklarının kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde sıklıkla yer alır. Ay Çet, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Ana Gün

Gün Ana, Türk ve Altay mitolojisinde Güneş Tanrıçası olarak anılır. Kün Ana veya Güneş Ana olarak da bilinir. Bazen Yasik Ana denildiğini görebilirsiniz. Tengricilik inancına göre Altay Türkleri güneşi göğün en üst katında oturan ve güneş tanrıçası olarak görülebilen kutsal bir varlık olarak görürler. Bu inanışa göre anneler günü insanların ilk babaannesi, Ay Dede ise ilk dedesidir.

Rüzgar Ana

Rüzgar Ana, Türk mitolojisinde rüzgarın ana tanrıçası olarak kabul edilir. Rüzgar Ana, Türk bozkır halklarının yaşamında çok değerli bir yere sahiptir. Rüzgar Ana, rüzgarın yönünü ve yüzünü kontrol eder. Rüzgar Ana’ya dua ederek kötü rüzgarlar savuşturulur ve insanlar güvenle seyahat eder.

Türk halkı Yel Ana’ya saygı duyar ve tapar. Türk bozkır halklarının kültüründe, sanatında, müziğinde, edebiyatında ve dilinde Yel Ana’ya sıkça yer verilir. Yel Ana, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Rüzgar Eliti

Od Ata’ya saygı duyar ve taparlar. Od Ata’ya dua edilerek sağlıklı bir yaşam, bereketli topraklar ve refah elde edilir. Türk ve Altay bozkır halkları, Od Ata’yı koruyucu bir güç olarak görmekte ve onun adına düzenlenen kutlamalara katılmaktadır.

Od Çet, Türk ve Altay mitolojilerinde değerli bir yere sahiptir. Od Çet, Türk ve Altay bozkır halklarının kültür, sanat, müzik, edebiyat ve dillerinde sıkça yer almaktadır. Od Çet, Türk ve Altay halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Bürküt Cet: Türk ve Moğol Mitolojilerinde Şahin Tanrı, Bürküt Cet, Türk ve Moğol mitolojilerinde şahin tanrı olarak kabul edilir. Bürküt Çet, hızlı, güçlü ve şık bir avcı olarak tasvir edilmiştir. Türk-Moğol halkları Bürküt Ata’ya hürmet ve tapınırlar.

Bürküt Çet, Türk-Moğol bozkır halklarının hayatında değerli bir yere sahiptir. Bürküt Çet, Türk-Moğol halklarının kültür, sanat, müzik, edebiyat ve dilinde sıklıkla yer almaktadır. Bürküt Çet, Türk-Moğol halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Rüzgar İyesi: Türk Mitolojisinde Rüzgarın Varlığı Rüzgar İyesi, Türk mitolojisinde rüzgarın varlığı olarak kabul edilir. Yel İyesi, Türk bozkırları halklarının hayatında değerli bir yere sahiptir. Yeliyesi insanların sağlığı ve güvenliği için değerlidir.

Yeliyesi rüzgarın yanını ve yüzünü kontrol eder. Rüzgar İyesi duası ile kötü rüzgarların önüne geçilir ve insanlar güvenle seyahat eder.

Türk halkı Yel İyesi’ne saygı duyar ve tapar. Yel İyesi, Türk bozkır halklarının kültür, sanat, müzik, edebiyat ve dilinde sıklıkla yer alır. Yel İyesi, Türk halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Burkut Ata

Bürküt Çet, Türk ve Moğol mitolojilerinde bir şahin tanrı olarak kabul edilir. Bürküt Çet, hızlı, güçlü ve şık bir avcı olarak tasvir edilmiştir. Türk-Moğol halkları Bürküt Ata’ya hürmet ve tapınırlar.

Bürküt Çet, Türk-Moğol bozkır halklarının hayatında değerli bir yere sahiptir. Bürküt Çet, Türk-Moğol halklarının kültür, sanat, müzik, edebiyat ve dilinde sıklıkla yer almaktadır. Bürküt Çet, Türk-Moğol halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Oda Ata

Od Çet, Türk ve Altay mitolojilerinde baba tanrı olarak kabul edilir. Od Çet, hayatın kaynağı ve insanların rehberidir. Od Cet, güneşin sembolüdür ve gün doğumu ve gün batımı ile ilişkilendirilir.

Türk ve Altay halkları Od Ata’ya saygı duyar ve taparlar. Od Ata’ya dua edilerek sağlıklı bir yaşam, bereketli topraklar ve refah elde edilir. Türk ve Altay bozkır halkları, Od Ata’yı koruyucu güç olarak görmekte ve onun adına düzenlenen kutlamalara katılmaktadır.

Od Çet, Türk ve Altay mitolojilerinde değerli bir yere sahiptir. Od Çet, Türk ve Altay bozkır halklarının kültür, sanat, müzik, edebiyat ve dillerinde sıkça yer almaktadır. Od Çet, Türk ve Altay halklarının kültüründe bir sembol olarak kabul edilir.

Ana Oda

Yakut Türkleri ateş tanrıçasını beyaz saçlı bir hanımefendi olarak görürler. Buryatlar ise onu kırmızılar giymiş yaşlı bir kadın veya ateşin aleviyle dalgalanan yeşil veya kırmızı ipek kaftan giymiş bir kadın olarak düşündüler. Bir başka şaman duasında ise şöyle anlatılır. “Karanlık gecelerde oynuyorsun, genç bir kız gibi saçlarını sallıyorsun! Kırmızı ipek kumaşları sallayarak genç bir kırmızı kısrağın üzerinde yürüyorsunuz”.

Ocak ruhu kadınsıdır. Evin tam merkezi “evin kalbi”dir ve ocak da buradadır. Hunlarla ilgili üç ayaklı ve kutsanmış kazanlar Orta Asya’da bulunmuştur. Yakutlara göre ilk ocağı Ülgen’in üç kızı yakmış. Yakutlar arasında ateş tanrıları yedi kardeştir.

Gri Tengri

Boz Tengri, Türk ve Moğol mitolojilerinde aziz bir tanrı olarak kabul edilir. Boz Tengri, Türk-Moğol bozkır halklarının hayatında değerli bir yere sahiptir.

Boz Tengri, ‘gri’ kelimesi ‘mavi’ anlamına gelir ve gökyüzü ile ilişkilendirilir. Türk-Moğol mitolojisinde gökyüzü değerli bir semboldür ve Boz Tengri göğün hükümdarı olarak kabul edilir.

Boz Tengri hayatın kaynağı, doğanın koruyucusu ve insanların yol göstericisidir. Boz Tengri’ye dua edilerek bereketli ve güvenli bir yaşam, doğanın dengesi ve uyumu sağlanır.

Aizit

Ayizit, Türk ve Şaman mitolojisinde kutsal bir hayvan olarak kabul edilir. Ay ve yıldız sembolleriyle ilişkilendirilir ve Türk bozkırlarının birçok halkının kültüründe yer alır.

Ayizit’in tasviri bölgeye ve kültüre göre değişiklik gösterebilir. Ancak genellikle bir geyik veya ceylan şeklinde tasvir edilir. Bu hayvan hızlı, şık ve güçlü bir avcı olarak tasvir edilmiştir.

Ayizit, Türk ve Şaman inanışlarına göre göklerdeki düzeni ve uyumu sağlar. Aizıt’ın kanatlarındaki tüyler gökkuşağının renklerini temsil etmektedir ve gökkuşağı Türk kültüründe önemli bir simgedir.

Aizit ayrıca manevi bir varlık olarak kabul edilir. Şamanlar, Ayizit’e bağlanarak ruhsal istikrar ve uyum sağlarlar. Aizit, insanların ruhlarını aydınlatır ve yönlendirir.

jaiyk

Jaiyk, nehirlerin yaratıcısı olarak bilinir. Altay mitolojisinde Dayık olarak bilinen Türk panteonunda bir tanrıdır. 17 nehrin birleştiği yerde yaşadığına dair bir rivayet var.

yangın

Türk mitolojisinde ateş hahamı olarak bilinir. Alas Han olarak da bilinen Alaz, ev yangınlarının ve evcil hayvanların koruyucusudur. Türk mitolojisinde ocak ve ocaktaki ateş kutsal kabul edilir. Ocak ve içindeki ateşe saygı gösterilmelidir. Aksi halde Alaz sinirlendiği için yangın çıkarır.

bayanay

Geçim tanrıçasıdır, avcıları, balıkçıları ve ormanı korur. Bayanay adına Payna töreni yapılır. Avcılar ateş yakar ve avlarının verimli ve güvenli olması için dua eder. Bir inanışa göre Bayanay Hanım aslında yedi kişidir: En bilinenleri şu şekilde sıralanmıştır:

  • Bay Bayanay: Avcı Tanrıçası.

  • Tag Bayanay: Orman Tanrıçası

  • Uğu Bayanay: Balıkçı Tanrıçası.

Etügen

Roux’a göre etügen/itügen, yeryüzü tanrıçasına verilen bir isimdir. Toprağı ve yeri temsil eden Etügen, Seyidov’a göre aynı zamanda devleti ve egemenliği koruyan bir ilahtır. Cengiz Han, Ötügen’e “Ötügen anamız” diyor. Ayrıca bazı araştırmacılar bir şaman ismi olan “utagan” kelimesinden türediğini ve bu kelimenin Türkçe’de “rahim” anlamına geldiğini söylemektedir. İtügen, hayvanları ve tüm dünyevi eserleri koruyan bir tanrıçadır. Aslında, doğum ve üretim arasındaki toprak tanrıçası ile bağlantı neredeyse evrenseldir.

Birleştirme Tanrısı

Türk ve Şaman Mitolojisinde yaradılışın ve varlığın yaratıcısı olarak Mergen Tanrısı kabul edilir. Mergen Türkçe’de ‘sonsuz’ anlamına gelir. Mergen Tanrı, evrenin sonsuzluğu ve varlığını sembolize eder.

Mitolojik hikayelere göre Mergen Tanrısı, dünyanın yaratıcısı ve varoluşun temsilcisidir. Mergen God, dünyanın sonsuzluğu ve zamanın sonsuzluğu simgeliyor. İnsanlar Mergen Tanrısına dua ederek evrenin gücünden ve sonsuzluğundan faydalanmak isterler.

Mergen God ayrıca bilgelik ve anlayışla ilişkilendirilir. Sonsuzluğu simgeleyen Mergen Tanrı, insanların yaşamlarında bilgelik ve anlayış simgesidir. Mergen Tanrı’nın bilgelik ve anlayış armağanı, insanların hayattaki doğru yolu bulmasına yardımcı olur.

Türk ve Şaman Mitolojisinde Mergen Tanrısı genellikle yıldızlar, güneş ve ay gibi gökyüzü sembolleri ile ilişkilendirilir. Dünyanın sonsuzluğunu simgeleyen Mergen Tanrısı, büyük heybet ve kudretle tasvir edilmiştir.

Yayık Han

Yayık Han, Türk ve Şaman Mitolojisinde bereket tanrısı olarak bilinir. Yayık, Türkçe’de ‘süt’ anlamına gelir. Yayık Han, süt ve süt ürünlerinin bolluğunu ve bereketini simgeler.

Yayık Han, mitolojik hikâyelere göre insanlara sütün bereketini bahşeden bir tanrıdır. Sütün bolluğu, insanların hayatında bolluk ve bereketin simgesidir. İnsanlar Yayık Han’a dua ederek bereketli ve bereketli bir hayat istediklerini ifade ederler.

Yayık Han doğurganlık ve üreme ile aynı anda ilişkilendirilir. Süt, anneliği ve doğurganlığı temsil eder. Yayık Han’ın insanlara verdiği süt doğurganlığı ve üreme gücünü artırır.

Türk ve Şaman Mitolojisinde Yayık Han genellikle görkemli ve heybetli bir şekilde tasvir edilir. Merhametin simgesi sayılan Yayık Han, insanların hayatında bolluk ve bereketin simgesidir.

Şaman dualarında Yayık şöyle anlatılır. “Ülgen beyin habercisi, kırmızı bulut kenarlı, gökkuşağı dizgin, soluk şimşek kırbacı, gökten işiten Ak Yayık, üç düğümlü Beyaz Yayık, altın kenarlı Beyaz Yayık”. Tuva Şamanları “ak eren” adını kullanırlar. Büyük tufandan sonra Yayık göğe yükselir ve Ak Yayık adını alır. Güney Altaylılar ona “yaratıcı” ve “göklerin oğlu” derlerdi. Tölöss ona “koruyucu” diyor. Ülgen’in oğlu veya kızı olarak da kabul edilir. “Yaık” kelimesinin kökü “keserek kurban etmek” anlamına gelen “yay” ile ilişkilendirilir. Mitolojik bir varlık olarak kocaman bir ejderha görünümündedir.

su ile

Su, Türk ve Şaman Mitolojisinde su elementinin hükümdarı olarak kabul edilir. Su, Türk ve Şaman kültürlerinde bir yaşam kaynağı ve yenilenmenin simgesidir. Su ile birlikte suyun hayat veren gücünü temsil eder.

Mitolojik hikayelere göre Su, suyun gücünü kontrol eder ve suyun hayat veren gücünü insanlara aktarır. Süyla’ya dua ederek insanlar suyun gücünden faydalanmak isterler. Ayrıca Suyla, insanların hayatındaki duygusal ve psikolojik durumlarını da etkiler.

Suyla, aynı zamanda doğurganlık ve doğurganlıkla da ilişkilidir. Su, bitkilerin büyümesi ve hasadın bolluğu için gereklidir. Süyle’nin insanlara rahmet ve bereket getirdiğine inanılır.

Suyla, Türk ve Şaman Mitolojisinde genellikle hoş bir hanımefendi olarak tasvir edilir. Su’nun güzelliği ve zarafeti ile ilişkilendirilen Suyla, genellikle mavi giysiler ve mücevherlerle süslenir.

Utkuçi

Utkuçi, Türk ve Şaman Mitolojisinde zafer tanrısı olarak bilinir. Türk ve Şaman kültürlerinde zafer önemli bir konudur ve savaşlarda kazanması için Tanrı’ya dua edilir. Utkuchi bu duanın simgesidir ve savaşlarda kazanmak için dua edilir.

Utkuçi, mitolojik hikâyelere göre savaşlarda kazanan tarafın zaferinin yaratıcısıdır. İnsanlar Utkuchi’ye dua ederek savaşlarda kazanmak ve zafere ulaşmak isterler. Ayrıca Utkuchi, insanların hayattaki zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı olan bir tanrı olarak kabul edilir.

Utkuchi ayrıca kahramanlık ve cesaretle ilişkilendirilir. Savaşlarda zafere ulaşmak için gereken kahramanlık ve cesaret, Utkuçi’nin insana kazandırdığı niteliklerin başında gelir. Mitolojik hikayelere göre Utkuchi, insanların kahramanlığını ve cüretkarlığını artıran bir tanrıdır.

Utkuçi, Türk ve Şaman Mitolojisinde genellikle güçlü ve heybetli bir biçimde tasvir edilir. Zaferin simgesi olarak kabul edilen Utkuçi, savaşlarda kazanması için kendisine dua edenlerin güçlü bir destekçisi olarak kabul edilir.

Oğuz Kaan

Oğuz Kaan, Türk tarihinin kuruluş öykülerinden biri olan Oğuzname’de anlatılan bir liderdir. Oğuz Kaan, Türklerin ilk hükümdarı olarak kabul edilir.

Mitolojik hikayelere göre Oğuz Kaan, Tanrı’nın seçilmiş başı olarak kabul edilir. Türk boylarını bir araya getirerek Türk Devleti’ni kurduğuna inanılır. Oğuz Kaan, Türk kültüründe de adalet ve dürüstlük sembolü olarak kabul edilir. Oğuz Kaan’ın ölümü üzerine Oğuzlar onun anısına ‘Oğuz Yabgu Bayramı’ düzenlerler.

Oğuz Kaan Türk ve Şaman kültürlerinde aynı zamanda gönül ve kahramanlık sembolü olarak kabul edilir. Mitolojik hikayelere göre Oğuz Kaan savaşlarda en ön saflarda savaşır ve halkının güvenliği için elinden geleni yapar.

Oğuzname nedir?

Oğuzname, Türk mitolojisinde nadide bir eserdir. Bu eser, Türklerin ataları olan Oğuzların tarihini anlatan bir destandır. Oğuzların Türk dünyasındaki saltanatlarını, devletlerini ve göçlerini anlatan Oğuzname, Şamanizm etkisiyle kutsal bir metin olarak kabul edilir.

Oğuzname’nin değeri, Türk mitolojisinin temelini oluşturmasındadır. Bu eser aynı zamanda Türk kültür ve tarihinin anlaşılmasında da büyük rol oynamaktadır. Oğuzname’nin Şamanizm ile olan ilişkisi Türk mitolojisi ile Şamanizmin iç içe olduğunu göstermektedir.

Oğuzname’nin içeriği 12 bölümden oluşmakta ve Oğuzların tarihine dair pek çok hikâye ve efsane içermektedir. Eserde Oğuzların atası Gün Han’ın doğumu, büyümesi, evlenmesi ve ölümü anlatılmaktadır. Ayrıca Oğuzların göçü, toprakları fethi ve devlet kurması da Oğuzname’de anlatılan konulardan bazılarıdır.

Oğuzname’nin dili ve üslubu Türk edebiyatının klasik özelliklerini taşır. Şiirsel bir dille kaleme alınan eser zengin bir söz varlığına sahiptir. Oğuzname’nin Türk edebiyatı üzerindeki etkisi, Türk edebiyatının gelişimine değerli katkılar sağlamıştır.

Ay Han

Ay Han, Türk ve Şaman Mitolojisinde ayın hükümdarı olarak kabul edilir. Ay, Türk ve Şamanik kültürlerde dişi unsuru temsil eder. Ay Han, Ay’ın gizemli ve güçlü karakterinin simgesidir. Ay Han, Türk ve Şaman Mitolojisinde genellikle hoş bir hanımefendi olarak tasvir edilir. Ay’ın güzelliği ve zarafeti ile ilişkilendirilen Ay Han, genellikle beyaz giysiler ve takılarla süslenir.

Ay Han, mitolojik hikâyelere göre ayın gücünü kontrol eder ve ayın hayat veren gücünü insanlara aktarır. Ay Han’a dua ederek insanlar ayın gücünden faydalanmak isterler. Ay Han, insanların yaşamlarındaki duygusal ve ruhsal durumlarını etkiler.

Dağ Hanı

Dağ Han, Türk ve Şaman Mitolojisinde dağların ve yüksek yerlerin tanrısı olarak bilinir. Dağlar, Türk ve Şamanik kültürlerde güç, dayanıklılık ve kutsallığın sembolleridir. Dağ Han, dağların koruyucusu ve hükümdarı olarak kabul edilir.

Mitolojik hikayelere göre Dağ Han, dağlarda yaşayan tüm varlıkların koruyucusu ve hükümdarıdır. İnsanlar Dag Khan’a dua eder ve ondan güç ve savunma ister. Dağ Han, insanların hayatlarının zor zamanlarında dayanıklılık ve güç veren bir tanrı olarak kabul edilir.

Gök Han

Gök Han, Türk ve Şaman Mitolojisinde göğün yaratıcısı olarak bilinir. Gökyüzü insanlar için bir sınır olarak görülüyordu, bu nedenle Gök Han gibi bir tanrı insanlar için oldukça değerliydi. Gökyüzü, Türk ve Şamanik kültürlerde gücün, özgürlüğün, bağımsızlığın ve geleceğe dair umutların sembolü olarak kabul edilir.

Mitolojik hikayelere göre Gökhan, gökte yaşayan tüm varlıkların koruyucusu ve hükümdarıdır. İnsanlar Gökhan’a dua eder ve ondan güç ve koruma isterler. Ayrıca Gökhan, insanların şanslarını belirleyen bir tanrı olarak kabul edilir.

Gök Han, doğurganlık ve üretkenlik ile ilişkilendirilir. Mitolojik hikayelere göre Gökhan, insanlara merhamet ve bereket getirir. Gökkuşağı da Gökhan ile akrabadır ve merhamet sembolü olarak kabul edilir.

Türk ve Şaman Mitolojisinde Gökhan genellikle güçlü ve heybetli olarak tasvir edilir. Gökyüzünde yaşayan tüm varlıkları koruduğu ve yönettiğine inanıldığı için çoğu zaman mağrur ve heybetli bir görünüme sahiptir. Gök Han bazı kaynaklarda ata binerken tasvir edilmiştir.

Gün Han

Gün Han, Türk ve Şaman Mitolojilerinde güneş efendisi olarak kabul edilir. Güneş, Türk ve Şaman kültüründe hayatın kaynağı ve merhametin sembolü olarak kabul edilir. Gün Han, Türk ve Şamanik kültürlerde güneşi yöneten ve koruyan bir tanrı olarak görülür.

Mitolojik hikâyelere göre Gün Han, her sabah güneşi doğurur ve gün boyu gökyüzünde taşıyarak insanların hayatlarına ışık sağlar. Gün Han’ın güneşin hareketini kontrol ettiği ve insanların hayatındaki dönüşümleri etkilediği düşünülüyor. İnsanlar gün doğumu ile gün batımı arasındaki süreyi ölçerek günlük yaşamlarını planlarlar.

Gün Han ayrıca doğurganlık ve doğurganlık ile ilişkilendirilir. Güneşin varlığı bitkilerin büyümesi ve hasadın bolluğu için gereklidir. Mitolojik hikayelere göre Gün Han, insanlara merhamet ve bereket getirir.

Gün Han, Türk ve Şaman Mitolojilerinde genellikle güçlü ve heybetli olarak tasvir edilir. Güneş ışığı gibi parıldayan bir görünüme sahiptir. Bazı kaynaklarda Gün Han, gökyüzünde at arabasına binerken tasvir edilmiştir.

Yıldız Han

Yıldız Han, Türk ve Şaman Mitolojilerinde gökyüzü ve yıldızlarla ilişkilendirilen bir tanrıdır. Gökyüzündeki tüm yıldızların koruyucusu ve hükümdarı olarak kabul edilir. Yıldız Han, Türk ve Şaman kültüründe de sıklıkla ‘Gök Tanrı’ olarak anılır.

Mitolojik hikayelere göre Yıldız Han, gökyüzündeki yıldızları korumak ve yönetmekle görevlidir. İnsanlar gökyüzüne bakarak Yıldız Han’a dua eder ve ondan güç ve koruma isterler. Aynı zamanda Yıldız Han’ın insanlara yol gösterdiği ve hayatlarındaki kararları etkilediği düşünülmektedir.

Yıldız Han bereket ve merhametle de ilişkilendirilir. Mitolojik hikâyelere göre Yıldız Han’ın bereketle ilişkilendirildiği ve insanlara merhamet getirdiği düşünülmektedir.

Yıldız Han, Türk ve Şaman Mitolojilerinde genellikle güçlü ve heybetli olarak tasvir edilir. Karanlıkta parlayan gökyüzündeki yıldızlar gibi parlak bir görünüme sahiptir.

kubey hatun

Kübey Hatun, Türk ve Şaman Mitolojilerinde ‘ay tutulması’ ile ilgili bir figürdür. Ay tutulması sırasında insanların ayın yeniden doğuşu için yardım istediği ve yeniden doğuş anında Kübey Hatun’un yükselen ayı koruduğu düşünülmektedir.

Kübey Hatun aynı zamanda doğurganlık ve üretkenlik ile ilişkilendirilir. Mitolojik hikâyelere göre Kübey Hatun, insanlara verimlilik ve merhamet sağlama konusunda yardımcı olur.

Kübey Hatun, Türk ve Şaman Mitolojilerinde genellikle dişi kurt olarak tasvir edilir. Kurt, Türk ve Şaman kültüründe değerli bir hayvandır ve gücün, cüretkarlığın ve bağımsızlığın sembolü olarak kabul edilir. Kübey Hatun bir dişi kurt olarak bu değerleri temsil etmekte ve insanların hayatında güçlü bir rol oynamaktadır.

Semruk Bürkut

Yakutlar çift başlı kartala “oxokö kuşu” derler. “Bürküt” Türkçe’de kartal demektir. Bakır tırnakları vardır ve sağ kanadıyla güneşi, sol kanadıyla ayı örter. Gökyüzü kuşu olarak da adlandırılır. Bürküt kelimesi ulu kartallar için kullanılır.

Direklerin veya kayın ağacının tepesinde tasvir edilen çift başlı kartallar, tanrı Ulge’nin simgesidir. Çift başlı kuş gökten şimşek çakıyor.

Başkurt efsanesinde “Semruk” adlı kuş, iki başlı bir kartaldır. Bu kafalardan biri de insan başı olarak kabul edilir.

Türk mitolojisinde şahinlerin pençeleriyle ayı ve güneşi tuttukları görülür. Gri bir şahinle birlikte gökten römorkörler düştü. Gökyüzünün Yaratıcı’ya açılan kapısını, tanrının simgesi olan çift başlı bir kartal beklemektedir. Bu kartallar gökten şimşek çakıyor.

Türk mitolojisinde çift başlı kartallar ile gün ve ay sembolleri yin ve yang sembolleridir. Çinlilerin ying-yang’ın sembolü olarak tanımladıkları kozmos ve kozmosun dönüşü, Türkler iki hayvanı veya kartalları karşı karşıya getirerek anlatmışlardır. Bu sembolik hayvanların yöneldiği merkez, yer ile göğün ortasıdır. Türklerin Yaruk-Kararig unsuru, gökyüzünü betimleyen yuvarlak levhalara sarılı siyah beyaz kartallarla temsil edilir.

kartal anne

Yakut Türklerinin inanışlarına göre şamanları yeryüzüne kartal ana getirdi. Er-Töştük destanında da kartal dişi olarak karşımıza çıkar. Kartal, Yakutlara kıyasla Güneş’in simgesidir. Yakutlar, annelerinin bir kartaldan geldiğine inanırlar. Bu nedenle kartala “güneş kuşu” da denir. Kendi küllerinden doğan anka kuşu daha genç doğar. Bu nedenle yeniden doğuşu, sonsuz yaşamı, ölümsüzlüğü ve gün doğumunu simgeler. Çin mitolojisinde ateşi, sıcaklığı, hasat mevsimini ve güneşi simgeler.

Asena

Oğuz Kağan’a yol gösteren ve yol gösteren kurt adamdır. İniş destanındaki kurt dişi olarak gösterilir.

Göktürklerin kurttan türediği ile ilgili destan Bahattin Ögel’in Türk Mitolojisinde şöyledir:

“Göktürkler eski Hunların torunlarıdır ve onların bir koludur. Kendileri Ashina (A-shih-na) adlı bir aileden geliyorlar. Daha sonra çoğaldılar ve farklı kabileler halinde yaşamaya başladılar. Daha sonra Lin adını taşıyan bir ülkeye yenildiler. Yenilginin ardından Göktürkler soyuldu. Tamamen öldürülen Göktürklerden sadece on yaşında bir erkek çocuk hayatta kaldı. Lin’in memleketindeki askerler çocuğun çok küçük olduğunu görünce ona acır ve onu öldürmezler. Çocuğun ellerini ve ayaklarını kesip bataklığa bırakıyorlar. Bu sırada çocuğun etrafında bir dişi kurt belirir ve çocuğu besler. Bir süre sonra kurt hamile kalır ve bir mağarada on çocuk doğurur. Zamanla bu on çocuk büyür ve evlenirler. Zamanla her birinden bir soy türer. Göktürk devletinin kurucularının içinden geldiği Aşina ailesi de bu on aileden biridir.

Alp Er Tunga

Kaşgarlı Mahmut’a göre Tonga leopar veya kaplan hayvanıdır. Orta Asya kaplanları, Türklerin Bars dedikleri Pars cinsine ait hayvanlardır. Hun Pazırık kurganında çok yaygın bir figürdür. Roux’a göre adı genellikle “kahraman bir erkek kaplan” olarak algılanır, ancak ona göre Tunga bir “Sibirya panteri” dir. Budist metinlerinde “uzun saçlı tonga” tabirinin kullanılması, uzun saçın Alplerin sembolü olduğunu hatırlatır. Uygurlar döneminde Alp Er Tonga ve diğer Türk beyefendilerinin isim ve unvanları olarak yırtıcı hayvanların ad ve unvanları kullanılmış ve Alpler yırtıcı hayvan postları içinde tasvir edilmiştir. Savaşa giden Alpler tarafından zırh yerine kaplan derisi giyilirdi ve savaşın bir simgesiydi.

Alp Er Tunga Adagan, Türk mitolojisinde bir kahraman ve baş figürü olarak kabul edilir. Alp Er Tunga Adagan, Türk kültüründe liderliği, yiğitliği, mücadeleci ruhu ve doğayla barışık yaşamayı temsil eder. Alp Er Tunga Adagan’ın hikâyeleri, Türk mitolojisi ve klasik Türk kültürü ile ilgili olup, Türklerin tarihindeki kıymetli olaylar ve savaşların anlatıldığı hikâyelerde sıklıkla kullanılmaktadır.

Adagan

Türk mitolojisinde Dağ Yaratıcısı Adagan, Türk mitolojisinde sembolik bir anlam taşır ve Türklerin doğayla uyum içinde yaşamını ve doğanın güçlü ruhunu temsil eder.

Adagan, Türk mitolojisinde genel olarak dağların koruyucusu ve yaratıcısı olarak kabul edilir. Adağan hikâyelerinde onun güçlü ve koruyucu özelliklerine dair anlatılar yer alır.

Adagan’ın Türk mitolojisinde sembolik bir anlamı vardır. Öyküleri, Türk kültürünün doğayla uyum içindeki yaşamını ve doğanın güçlü ruhunu temsil eder. Adağanın simgesel anlamı da Türklerin doğayı koruma ve saygı duyma konusundaki inançlarına işaret etmektedir.

Şalik Han

Türk ve Altay mitolojisinde Avın Yaratıcısı olarak Şalık Han’dan bahsedilir. Çalık Han veya Salık Han olarak da bilinir. İlk yaratıldığında ormanlarda avlanan bir insandır. Aşırı güçlü ve iri bir yapıya sahip, boyun eğmeyen bir kişidir. Kibirinden dolayı da özgüven doludur. Bir gün yeraltına inerek Erlik’in sarayının kapılarını kırdı. Buna son veren Erlik okuyla onu ayağından ve dilinden yaraladı, bu yüzden o gevşek ve gevşek bir ruha dönüştü ve gökyüzüne uçtu.

Ay Toyon

Ai Toyon, ‘dünya ağacının’ tepesine tünemiş bir kartal olarak tasvir edilen yakut rengi bir ışık tanrısıdır.

Ai Toyon, Türk mitolojisinde Türklerin atası olarak kabul edilir. Ai Toyon, Türk halk kültüründe bir terim olarak kullanılmakta ve Türklerin hayatında değerli bir yere sahiptir.

Ai Toyon, Türk mitolojisinde genellikle bir kahraman veya lider olarak görülür. Ai Toyon, Türklerin klasik yaşam tarzını, inançlarını ve maliyetlerini konu alıyor.

Ai Toyon, Türk mitolojisindeki diğer varlıklar gibi sembolik anlamlara sahiptir. Ai Toyon, Türk kültürünün bir simgesi olup, Türklerin birliğini ve gücünü temsil etmektedir.

Ai Toyon’un hikayeleri çoğunlukla liderliği ve cüretkarlığı hakkındadır. Ai Toyon, Türk kültüründe değerli bir figür olarak kabul edilir ve Türklerin tarihindeki değerli olaylar ve savaşlarla ilgili anlatılan hikayelerde adından sıkça söz ettirir.

Ai Toyon’un Türk mitolojisindeki kökeni hakkında net bir bilgi yoktur. Ancak Ai Toyon, Türk halk kültüründe değerli bir yere sahiptir ve Türklerin ataları ve tarihi ile ilgilidir.

üre

Türk mitolojisinde Uren, merhamet sembolü olarak kabul edilen varlık ya da nesnedir. Türk halk kültüründe sıklıkla kullanılan bir terim olarak kullanılan uren, çiftlik hayvanlarının kulaklarına ya da boynuzlarına takılan süslemeler olarak da kullanılmaktadır.

Türk mitolojisinde Uren’in menşei hakkında net bir bilgi yoktur. Ancak Üren’in sembolik anlamı, merhamet, zenginlik, refah ve hayatın devamlılığı gibi olumlu özelliklerle ilişkilendirilir. Üren, Türk kültüründe de değerli bir sembol olarak kabul edilir.

Üren’in Türk mitolojisindeki simgesel anlamı, Türk halk kültüründe değerli bir yere sahip olan tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile ilgilidir. Uren, çiftlik hayvanlarının sağlığını ve doğurganlığını sembolize eder. Aynı zamanda doğanın merhameti, bolluğu ve zenginliği ile ilişkilendirilir.

Türk halk kültüründe Uren, genel olarak soyluların hatırası ya da mirası olarak kabul edilmektedir. Uren ayrıca şans, uğur ve servet sembolü olarak kullanılır. Bazı hikayelerde insanların Uren’i çalarak diğerlerinden daha şanslı olabileceği anlatılır.

Türk kültüründe Uren gibi süslemeler ve semboller diğer kültürlerde de yer almaktadır. Örneğin Türkmenistan’da kullanılan Uren’e benzer bir sembol olan ‘Güldeste’ ile Kırgızistan’da kullanılan ‘Kök Bayrak’ benzer anlamlara sahiptir.

ukulan

Ukulan, genellikle insanların su altında boğulmasına veya kaybolmasına neden olan bir yaratık olarak kabul edilir. Ukulan’ın dişi kılığında tasvir edildiği söylenmekte ve bazı kaynaklarda dişi canavar olarak tanımlanmaktadır. Ukulan’ın menşei hakkında net bir bilgi yoktur. Türk mitolojisinde su perileri ve canavarların sayısı oldukça fazladır. Ukulan da bu varlıklar arasındadır. Türk halk inanışlarında önemli bir yere sahip olan ukulan hikâyelerinde genellikle nehir, göl veya denizde yaşadıkları anlatılır. Ukulanların suları kontrol ettiği ve insanları sulara çekip boğdukları düşünülüyor. Bazı hikâyelerde, Ukulan’ın insanları sulara çekmeden önce, suyun derinliklerindeki insanların kötülüklerinden haberdar olduğu ve bu nedenle onları cezalandırdığı anlatılır. Ukulan hikayelerinde Ukulanlarla savaşan kahramanların hikayeleri de vardır. Kahramanlar Ukulan’ı yener ve insanları su altı tehlikelerinden kurtarır. Bazı hikayelerde insanlar Ukulan’ı sakinleştirmek için hediyeler sunar.

Ukulan’ın sembolik anlamı, suyun gücü ve tehlikesi ile ilgilidir. Ukulan sadece suyun hayat veren doğasını temsil etmekle kalmaz, aynı zamanda suyun tehlikelerine de işaret eder. Bu nedenle Ukulan hikayeleri, insanların su ile ilgili faaliyetlerinde daha dikkatli ve tedbirli olmalarına yardımcı olur.

Türk Mitolojisinde Yaratıklar

Türk mitolojisinde tanrı ve tanrıçaların yanı sıra yaratıkları da değerlidir. Al Wife, Ghoul, Gök Wolf gibi herkesin bildiği yaratıkların aslında Türk Mitolojisinde yer aldığını biliyor muydunuz? Bir halk hikâyesi olarak geçmişten günümüze canlıları sizler için derledik!

karısını al

Al Karisi, Türk kültüründe genellikle kötü ve korkunç bir varlık olarak bilinir. Türk mitolojisinde cinlerin ve hayaletlerin temsilcisi olarak kabul edilir.

Al Wife’ın menşei hakkında net bir bilgi yoktur. Ancak Türk mitolojisinde de buna benzer kötücül varlıkların olduğu düşünülürse eski Türk kültüründen geldiği söylenebilir.

Al Karisi, Türk mitolojisinde genellikle bir kadın olarak tasvir edilir. Sembolik anlamı, kötülük, karanlık ve iblislerin dünyasına açılan bir kapıdır. Al Wife imajı değişkendir ve herkesin kafasında farklı bir imaj olabilir. Al Wife bazı kaynaklarda kanatlı bir yaratık olarak tasvir edilirken, bazı kaynaklarda ise insan kılığına girmiş bir hayalet olarak tasvir edilmektedir.

Al Wife’nin Türk kültüründe daha çok geceleri ortaya çıktığına ve insanları rahatsız ettiğine inanılır. İnsanların hayatını etkileyen birçok olumsuz etkisi olduğuna inanılmaktadır. Örneğin Al Wife’ın insanların aklını karıştırdığına, yanlış yönlendirdiğine veya kötü planlara yönlendirdiğine inanılıyor.

Al Karisi hikayeleri Türk mitolojisinde de yer alır. Hikâyelerde genellikle insanların hayatını olumsuz etkileyen bir varlık olarak tasvir edilir. Örneğin, bir hikayede Al Wife bir köye musallat olur ve insanların hayatlarını zehirler. Ancak köyün bir kahramanın mücadelesi ve El Karı’yı ​​yok etmesi sonucu kurtulduğu söylenir.

Al Karisi, Türk kültürü, edebiyatı ve sinemasında sıklıkla yer almaktadır. Özellikle Türk korku sinemasında Al Karisi’nin hikayeleri sıklıkla işlenir ve Türk edebiyatında da Al Karisi hikayeleri vardır.

Arçura

Arcura, Türk mitolojisinde suyun koruyucusu ve temsilcisi olarak kabul edilir. Arçura kelimesi ‘su perisi’ veya ‘su tanrıçası’ anlamına gelir ve Türk halk kültüründe geniş bir yere sahiptir.

Arcura’nın menşei hakkında net bir bilgi yoktur. Ancak Türk mitolojisinde de benzer su tanrıçalarının yer aldığı düşünülürse Arçura’nın da eski Türk kültüründen geldiği söylenebilir.

Archura, Türk mitolojisinde su kaynaklarının koruyucusu olarak kabul edilir. Merhamet sembolü olarak da görülür. Arçura’nın suyu kontrol ettiğine inanılır ve Türk kültüründe sulama, tarım ve balıkçılık gibi suyla ilgili faaliyetlerin başarısı için dua edilir.

Simgesel anlamı da suyun yaşamın kaynağı olmasıyla ilişkilidir. Arcura, yaşamın başlangıcının su ile başladığına dair bir inanç sistemini temsil eder. Türk inancına göre su tanrıçalarının bulunduğu yerlerde suyun saf, berrak ve sağlıklı olduğuna inanılır.

Türk mitolojisindeki hikâyelerde karşımıza çıkan Arçura, genellikle su kaynaklarının koruyucusu olarak tasvir edilir. Örneğin bir hikâyede Arçura’nın bir su kaynağının bekçisi olarak görev yaptığı ve bir avcının su kaynağını yok ettiği anlatılır. Arçura, avcının su kaynağına zarar vermesine izin vermez ve avcıyı cezalandırır.

Tepegöz

Kaf dağında yaşayan Tepegöz, bir çoban ile bir peri kızının evliliğinden dünyaya gelir. Annesi dişi bir Alageyiktir. Tepegözler, su üzerinde yüzen görünmez bir karaciğere benzetilir. Tepegözler bazen dişi bazen de erkektir. Tepegöz tek gözlüdür. Tepegöz’ün annesi yüzüğü parmağına taktı.

Altay Türk destanlarında devlere yelbegen denir. Yelbegen insan şeklinde, çok iri, üç, yedi veya on iki başlı, siyah ve sarıdır. Güneş ve ay tutulmaları devlerin yenmesi olarak tanımlanır. Türk destanlarında devler atların düşmanıdır.

Demir yelbegen karaçam kadar uzun, kara atlı ve çokmarlıdır. (Chomar hayvan başlı çubuk veya topuz çubuğu). Koca kulaklı devler yer altında. Dev anne denen dişi devler de vardı. Alt dudağı yerde, üst dudağı gökte devler Anadolu Türk masallarında sıkça kullanılan bir motiftir.

gulyabani

Türk mitolojisinde Ghoul, korkutucu bir varlık olarak bilinir. Türk mitolojisinde geceleri çıktığına inanılan ve insanı tedirgin eden bir yaratık olarak tasvir edilir. Sık sık konutların yakınında dolaşıp insanları rahatsız ettiğine inanılıyor. Gulyabani imajı değişkendir ve herkesin zihninde farklı bir imaj olabilir. Bazı kaynaklarda Ghoul tüylü bir yaratık olarak tasvir edilirken bazı kaynaklarda ise insan biçimli bir hayalet olarak tasvir edilmektedir.

Gulyabanilerin menşei hakkında net bir bilgi yoktur. Ancak Türk mitolojisinde örnek varlıklar olduğu düşünülürse Ghoul’un da eski Türk kültüründen geldiği söylenebilir.

Türk kültüründe ghoul’un sembolik anlamı kaygı ve karanlıkla ilgilidir. İnsanların içinde bulunduğu şiddetli durumları temsil eder ve cesur olmanın değerini vurgular.

Türk mitolojisinde de hortlak hikayeleri vardır. Bunlardan biri, bir köyü ziyaret ettiği ve insanların ondan korktuğu hikayesidir. Ancak bir çoban onunla arkadaş olunca onun pek de büyük biri olmadığı ortaya çıkar.

Gökyüzü Kurt

Türk mitolojisinde Gök Kurt, Türk halkının inanç sistemlerinde değerli bir yere sahiptir. Göklerin ve yerin koruyucusu olarak kabul edilir ve Türk kültüründe geniş bir şekilde temsil edilir.

Türk kültüründe Gök Kurt’un en eski tasvirleri Orta Asya’da bulunmuştur. Gök Türk Kağanlığı’na kadar uzanır. Asya Hun İmparatorluğu’nun ve Moğolistan’daki Göktürk Hanlığının simgesi olarak kabul edilmiştir.

Gök Kurt, Türk mitolojisinde ‘Tanrıların Kuşu’ olarak anılır ve genellikle gökyüzünde uçan bir kuş olarak tasvir edilir. Bu kuş, Türk inancına göre şans ve mutluluk getirir. Ayrıca yıldızlardan ve aydan da sorumlu kabul edilir.

Türk mitolojisinde Gök Kurdu kutsal bir hayvandır ve Türk inancına göre Gök Tanrı tarafından gönderilmiştir. Gök kurdun kanatlarından düşen tüylerin uğur getirdiğine inanılır ve bazı Türk halkları tarafından kurban edilir.

Türk mitolojisinde Gök Kurt sadece bir kuş değil, aynı zamanda bir semboldür. Türk kültüründe sadakati, gücü, kalbi ve adaleti simgeler. Türk inanç sistemine göre Gök Kurt, insanların koruyucusudur ve iyi niyetli insanların üzerinden uçarak onları korur.

Türk mitolojisinde de Gök Kurt ile ilgili bazı hikâyeler vardır. Bunlardan biri Gök Kurdu’nun insanların koruyucusu olması ve savaşta savaşanların üzerinden uçup onları koruması kıssasıdır. Bir başka hikaye de Gök Kurduna inanmadığı için şanssız olan ve hayatında başına kötü şeyler gelen bir adamın hikayesidir. Ancak adamın Gök Kurt’a inanmaya başlamasıyla talihinin tersine döndüğü ve hayatının daha düzenli bir hale geldiği anlatılır.

Hınkır Münkır

Karnı yarık olan Hınkır Munkır, bu yarıktan çocuğunu taşıyor. Halk hikayelerinde kötülüğü ile tanınan bir yaratıktır. Yakaladığı insanları önce boğan sonra da onu yiyen bir canavardır. İnsana benzerliği ile dikkat çekiyor

Mitolojik kaynaklara göre Hınkır ve Munkır, ölümlülerin ruhlarını cennete veya cehenneme götürmek için görevlendirilen iki melek olarak tasvir edilir. Kıyamet gününde Hınkır ve Münkır’ın ruhları, hesaba çekilecek her kişinin günahlarının ve sevaplarının tartıldığı kabirde tartılır.

merkut

Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde efsanevi kartal olarak bilinen Merküt, dev bir kuş şeklinde olabileceği gibi bazen bir tanrı ya da tanrıça olarak da karşımıza çıkıyor. Altay efsanelerinde göksel bir yolculuğa çıkan kamın ruhuna ilk üç gökte rehberlik eden dev bir dişi gök kuşu olarak anılır.

Mitolojik kaynaklara göre Merkut Han, bilgeliği, zekası ve bilgeliği ile diğer tanrıların beğenisini kazanmıştır. Merkut Han her zaman insanların sorunlarını çözmeye hazırdır ve insanlara yol gösterir.

Saygı

Türklerin sürekli savaştığı İtibarak veya itbarak olarak bilinen eski Türk destanlarında adı geçen kuzeybatıda yaşayan köpek başlı insansı yaratıklara “mamak” denir.

Efsanelerde ilk kez ‘çok tüylü köpek’ anlamında kullanılmıştır. Oğuz Kağan destanlarına göre İtbarak’ın yurdu, mutlaka kuzeybatıya doğru uzanan karanlık topraklardaydı.

Oğuz Kağan, İtbaraklar üzerine bir baskın düzenledi; Ancak yenildiği ve dağların arasındaki bir nehrin ortasındaki küçük bir adaya sığınmak zorunda kaldığına dair bir efsane vardır.

hırlamak

Hırtik, Türk mitolojisinde önemli bir yaratık olarak kabul edilir. Genellikle ‘Hırtik Han’ olarak anılır ve Türk kültüründe güçlü ve kudretli bir liderin sembolü olarak görülür.

Hırtik Han, Türk mitolojisinde hikayesiyle ünlüdür. Mitolojik kaynaklarda Hırtik Han’ın bir Türk kabilesinin reisi olduğu ve bu kabilenin diğer kavimlerle savaşlara öncülük ettiği anlatılmaktadır. Hırtik Han, yüreği, zekası ve gücüyle savaşta diğer cumhurbaşkanlarına önderlik etti. Hatta bazı kaynaklarda Hırtik Han’ın tanrılarla savaştığı ve onlardan birçok zafer kazandığı da belirtilmektedir. Vücudunun üst kısmının insan, alt kısmının ise hayvan şeklinde olduğuna dair bir inanış vardır. Harrier’ın vücudu tüylerle kaplıdır ve ayakları kötü ruhlar ve yaratıklardır. Kendinizi karanlıkta beliren Hirrus’tan korumanın tek yolu ateş yakmaktır. Sruff, biri kılığına girerek etrafındaki insanları ormana veya bir dereye götürerek ölmelerine neden olur.

Sigun Geyiği

Sigun Geyiği Türk mitolojisinde değerli bir yere sahiptir. Bu geyik, Türk kültüründe değerli bir semboldür. Genellikle ‘Gök Geyiği’ olarak da adlandırılır ve sembolik olarak cennetin bir işareti olarak görülür.

Türk mitolojisindeki Sigun Geyiği’nin hikayesi oldukça ilginçtir. Mitolojik kaynaklarda Sigun Geyiğinin gökten inen göksel bir yaratık olduğu söylenir. Yaratığın, tanrıların meskeni olarak bilinen Tengri Dağı’nda yaşayan bir kadınla evlendiği ve bu evlilikten üç oğlu olduğu rivayet edilir.

Sigun Geyiği, Türk kültüründe genellikle güç, özgürlük ve bağımsızlığın sembolü olarak kabul edilir. Sigun Geyiğinin bazı Türk boylarında çift başlı bir yaratık olarak tasvir edildiği de bilinmektedir.

Radlof, iki boynuzlu sığınma geyiği Altay Türklerinin nasıl uluduğundan bahseder.

Teleut Türklerinde her şamanın bir ruhu vardır. “bur”, “bur”, “pur” gibi çeşitli kelimelerle ifade edilmekte ve geyik anlamında da kullanılmaktadır. Geyik boynuzları, Şamanların değerli sembolleridir.

Bir dişi geyik, Ergenekon girişinde Türklere ve batıya göçlerinde Hunlara rehberlik eder.

Orta Asya sanatında yarı insan yarı geyik tasvirleri vardır. Dokuz boynuzlu veya düğümlü Sigun Geyiği de mitlerde görülür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu